Mısır ‘ın başkenti Kahire’ye uçuş yaklaşık iki saat sürmekte.
İnişlerde bir form doldurmanız gerekmekte. Formda ad, soyad, doğum tarihi, sefer bilgisi gibi bilgiler girilip pasaportla beraber görevliye veriliyor.
Mısıra girişte vize uygulaması var. Avrupa birliği vatandaşları girişte 15 $ ödüyor. Bu tahminlerime göre bizler içinde geçerli. Türklerden ise para tur operatörlerince rezervasyon sırasında bunun yaklaşık bir misli olarak tahsil ediliyor. Tabii bu riski almaya değer mi orası size kalmış.
Havalimanından çıkıldıktan sonra firmalar genelde panoramik bir şehir turu yaptırıyorlar. Ülkenin prestijinden olsa gerek havalimanı ile şehir arasındaki yol temiz ve yeşil.
Tur esnasında ilk uğranan nokta Enver Sedat’ın anıt mezarı.
Hemen hemen tüm turlarda piramitler ekstra tur kapsamındalar. Taksilerle kendi başınıza da gidebilirsiniz pekala. Ama firmalar piramitlerin şöhretinden istifade ederek yolcuları katakulliye getirme eğilimindeler.
Her neyse bir şekilde piramitlere ulaşıyorsunuz. Piramitlerin olduğu bölgeye giriş ücretli. Sadece ikisine giriş yapabiliyorsunuz. Kefren’in içinde herhangi bir şey yok. Buna karşın Keops’un içerisinde bir gemi bulunmakta. Piramitlerin olduğu yörede bu piramitlere giriş için ayrıca 100 Mısır Paundu ödemeniz gerekmekte. (Bu para 20 $’ a denk gelmekte.)
Piramitler oldukça hasarlı. Zaman ve çöl iklimi gün be gün artan miktarlarda piramitlere ağır tahribat vermekte.
Görebileceğiniz bir başka eser ise devasa boyutlarda olan sfenks. Sfenkse bir mabedin içinden ulaşıyorsunuz. Sfenksin burnu düşmüş. Bunu yapan Mısırı işgal eden Napolyon’un topçuları. Tabii her zamanki gibi suç Memluk Türklerine yıkılmakta. Ayrıca sfenksin ağzının altında som altından bir sunak tası mevcutmuş. Rivayetlere göre bu tas pek çok tarihi eser gibi İngiltere’ye kaçırılmış.
Piramitlerde ayrıca geceleri lazer gösterisi de yapılmakta.
Bizim kültür turları nasıl türlü ıvır zıvır üretimi ve satışı yapılan yere yolcuları mutlaka getiriyorsa Mısırda da papirüs yapılan atelyelere uğranıyor. Bunun şöyle bir hoşluğu var; gerçekten otantik unsurlar üzerinde bilgilenme imkanınız oluyor.
İngilizce kağıt anlamına gelen paper kelimesinin kökeni işte bu papirüs. Papirüs yapımında, sapın yeşil kısmı soyuluyor. Kalan beyaz kısım ince ince kesilerek normal suda altı gün bekletiliyor. Sürenin uzaması yada kısalması kağıdın rengini direkt etkiliyor. Sudan çıkarılan hamur kıvamına gelmiş hammadde havan yada dibek gibi bir nesnenin içinde iyice dövülüp oklava ile açılıyor. Bu işlemin ardından satır ve sütun çizgilerini belirleyecek bir kalıp üzerine yerleştirilerek keçe arasında beklemeye bırakılıyor. Bir papirüsün gerçek olduğunu anlamanın yollarından biri kağıdı güneşe tuttuğunuzda bu satır yada sütun çizgileri görebilmenizde saklı.
Papirüs atelyelerinde otantik papirüsler alabileceğiniz gibi üzerine hiyeroglifler ile adınızı yazdırmanızda mümkün. Bana fiyatlar yüksek göründü.
Bu arada soyulan yeşil kabuklardan ise terlik altlığı yapılmaktaymış.
Gece Kahire’yi sorunsuzca gezebilirsiniz. Sokakların her zaman pis olduğu şehir havanın da yumuşaması ile geceleri daha bir kalabalık olmakta. Arabalar eski. Tofaşın kuş serisi Mısırlıların göz bebeği. Şehir kesif bir mazot kokusuyla esir alınmış.
Her geri ülke gibi kahvelerin tıklım tıklım olduğunu belirtmekte fayda var.
Kısacası ilk gün panoramik şehir turu ve piramitlerin gezilmesi ile geçmekte.