Gezip KeşfedelimGezip KeşfedelimGezip Keşfedelim
  • Anasayfa
  • Turlarımız
    • Avrupa Turları
      • En kapsamlı, en dolu dolu Yunanistan Turu’nda bizimle gezer misiniz?
      • Moldova’yı Geziyoruz: 5 Gün 3 Bölge Sayısız Kent ve Kasaba (Gagavuzya, Transdinyester, Kişinev)
      • Macaristan’a, Kurultay’a gidiyoruz, akraba topluluklarla buluşuyoruz ( 2. grup )
      • Macaristan’a, Kurultay’a gidiyoruz, akraba topluluklarla buluşuyoruz
      • 8 Günlük Her yönüyle Büyük İzlanda Turu
      • Kısa İzlanda Turu
      • Arnavutluk Turları
      • Bosna Hersek Turları
      • Çekya Turları
      • Karadağ Gezisi
      • Kosova’ya gidiyoruz…
      • Macaristan Turları
      • Makedonya Gezisi
      • Sırbistan’ı bizimle gezmeye ne dersiniz…
    • Asya Turları
      • Hindistan Turları
      • 3 Ülke Turu ( Kazakistan – Tacikistan ve Özbekistan )
      • Kırgızistan Kültür, Tarih ve Yürüyüş Turu
      • Kazakistan – Kırgızistan Turu
      • Kazakistan ve Özbekistan Tarih Turu
    • Afrika Turları
      • Kahire Turu
      • Büyük Mısır Turu
  • Kategoriler
    • Duyurular
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Güney Amerika
    • Kuzey Amerika
    • Okyanusya
    • Türkiye
    • Spor
    • Kitap
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Gezdiğim Ülkeler
    • Danışmanlık
    • Kitaplar
      • Berberi Korsanların Hikayesi – Stanley Lane-Poole (Çeviren: M. Bora Arasan)
  • Blog
  • Forumlar
  • İletişim
    • İletişim
    • Sponsorluk
Okuyorum: Lübnan Gün 4 – Bekaa Vadisi ve Baalbek
Paylaş
Bildirim
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
Gezip KeşfedelimGezip Keşfedelim
Yazı Tipi Yeniden BoyutlandırıcıAa
  • Anasayfa
  • Turlarımız
  • Kategoriler
  • Hakkımızda
  • Blog
  • Forumlar
  • İletişim
Hemen Ara
  • Anasayfa
  • Turlarımız
    • Avrupa Turları
    • Asya Turları
    • Afrika Turları
  • Kategoriler
    • Duyurular
    • Afrika
    • Asya
    • Avrupa
    • Güney Amerika
    • Kuzey Amerika
    • Okyanusya
    • Türkiye
    • Spor
    • Kitap
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Gezdiğim Ülkeler
    • Danışmanlık
    • Kitaplar
  • Blog
  • Forumlar
  • İletişim
    • İletişim
    • Sponsorluk
Giriş Yap Giriş Yap
Bizi Takip Edin
  • Sponsorluk
  • İletişim
Tüm Hakları Saklıdır. 2024 © M. Bora Arasan. | GezipKesfedelim.com
Baalbek Antik Kenti, Lübnan
Baalbek Antik Kenti, Lübnan
Gezip Keşfedelim > Blog > Asya > Lübnan Gün 4 – Bekaa Vadisi ve Baalbek
Asya

Lübnan Gün 4 – Bekaa Vadisi ve Baalbek

Bora Arasan
Son güncelleme: 21/11/2024 12:23
Tarafından Bora Arasan
Paylaş

Gün 4

Artık son günümüz Lübnan’da. Kahvaltının hemen ardından oğlumla otelin çatısına çıkıp şehrin fotoğraflanmasını tamamlıyoruz. Kaldığımız Midtown Oteli’nin küçük havuzlu bir çatısı var. Bu çatının arkasında da iş görecek düzeyde bir de spor salonu.


Yukarıdan baktığımızda şehrin silüetindeki gelişme -yoksa sadece değişme mi demeli- gayet net bir şekilde görülüyor. Ayrıca Lübnanlıların tıpkı Yunanlar gibi teraslardan ve geniş balkonlardan da hoşlandıklarını eklemem gerek. Bununla beraber bu değişimin en zorlu kısımlarını sırtlayan insan gücü ise sağda solda henüz bitmemiş inşaat dairelerinde sefalet içinde yaşamakta. İlerilerdeki çok katlı apartmanın her bir penceresinden içeriye bakındığımda yatak yorganlarda çok sayıda insanın yattığını gördüm.  Bunlardan biri ise otelde çalışan Bangladeşli Ali. Bizi gördüğünde başını görüp işine devam etmeye çalıştı. Seslendik, bayramlaştık. İnsan yerine konulmak belli ki mutlu etti garibanı. Üç yıldır çalışıp memleketine para gönderdiğinden bahsetti.
Tur otobüsü bizden önce çıktı yola. Biz her zamanki köşe başımıza gittik. Bu kez minibüs yoktu ama belediye otobüsü tadında gayet döküntü bir araç vardı. Kola Terminalinden geçtiğini öğrenince atladık hemen (1000 LL)

LP ‘nin dediği gibi Baalbek ‘e direkt bir araç bulamadık. Onun yerine Chatoura (Şatura) üzerinde aktarma yapmamız gerekecek. Aktarmalara alıştık. (12000 LL üç kişi).

Şehri sarmalayan dağlara doğru yol alıyoruz. Nette yazanlara göre oldukça virajlı yollarda gideceğiz. Bizimkilere bir şey olur diye huzursuzun. Gerçi aynı asılsız uyarı Jeita yolu içinde yazmaktaydı. Fazla bir virajla karşılaşmaksızın dağın sırtına ulaşıyoruz. Buradan şehrin oldukça güzel bir manzarası var. Adını bilemediğim bir yerleşimden geçiyoruz. Binalarda güzel bir taş işçiliğine şahit olduğum için Ermenilerin yoğun olarak yaşadığını tahmin ediyorum.

Yolumuz bizi Bekaa Vadisi’ne götürecek bugün. Günümüzde Hizbullah ‘ın kuvvetli olduğu bu yöre orta yaş ve üstü için çok şey gençler için ise hiç bir şey ifade etmeyecek. Yıllarca pek çok terör örgütünün yetiştirildiği, eğitim aldığı bir yerdi burası. Tabii bu grupların görüş açısına göre terörist yada özgürlük savaşçısı, katil yada kahraman olarak algılandığını da eklemem gerekmekte.

PKK ‘nın yıllarca varlığını sürdürdüğü ana merkezlerden birisiydi. Suriye tarafından besleniyorlardı. O yıllarda bir Türk’ün buralarda bizim gibi serbestçe gezebileceğini hiç sanmıyorum doğrusu. Hoş, şimdi için bile pek iyi şeyler söylenmemekteydi . Suriye Hükümeti’ni destekleyen Lübnan’daki bazı unsurlar bizden bir iki hafta önce iki Türk’ü kaçırmışlar ve tehdit etmişlerdi gelecekleri. Eğlenmek için gelmiştik ama aslına bakılırsa oldukça da tetikteydim.

Günümüzde vadi meşhur Lübnan şaraplarının yetiştirildiği bir yer haline getirilmiş. Sis içinde, toprağının renginden oldukça verimli olduğunu tahmin ettiğimiz ekili arazileri seyrediyoruz Chatoura ‘ya dek. Chatoura pek bir özelliği olmayan büyük bir yer olarak aklımda yer ediyor. İniyoruz. İndiğimiz yerin çaprazında bir başka minibüsü işaret ediyorlar. Yirmi dakika içerisinde araç doluyor. (9000 LL üç kişi) Arkamızda Japon, Zimbabve melezi kafasında New York şapkası ile uzun boylu bir zenci var. Ürktüğünü söylüyor ama kimsenin bizle ilgilendiği yok.

Önce Zahle’nin dışından geçiyoruz. Burası da uğranılan yerlerden. Yolun etrafında uzanan tarlalarda çalışanlar ve sol tarafımızdaki yüksek dağlar değişmeyen manzaramız artık. İki üç kere güvenlik noktalarından geçiş yapıyoruz ama hep dediğim gibi dostlar alışverişte görsün misali yapılmışlar gibi geliyor bana daha çok. Yol boyunca sarı zemine yeşil, Arapça harflerin yer aldığı ve kimileri üzerinde Nasrallah ‘ın fotoğraflarının yer aldığı flamalar direklerde.


Nihayet Baalbek ‘e varıyoruz. İrandaki Şii camilerinden birine benzeyen, yaldızlı, aynalı bir caminin orada iniyoruz.

Şehir her ne kadar Hizbullah ‘ın merkezi olarak anılsa da kimsenin kimseye karıştığı yok. En büyük tehlike güneş ve yapışkan satışçılar. Önce düzgün bir dükkanda çok sayıda magnet aldık. Bir yandaki dükkanda da güzel nesneler var. Bu güzel nesnelerden biri zorla bana fotoğrafını çektirdi J

Giriş yolunda ama ören yerinin dışında kalan Venüs Tapınağı’nın kalıntıları görülüyor ilk olarak. Burada tespih satışçıları, Hizbullah tişörtleri satmaya çalışan tipler var. Türkçe kelimeleri öğrenmiş olmalılar ki bize sormadan “kardeş, kardeş” diyerek başladılar. Biri benle Mete’ye kefiye taktı. Yıldız “alalım o zaman” dedi. Tanesine 10 $ deyince almadım tabii ki.


“Daha sonra geliriz” diyerek zorlukla ellerinden kurtulduk. Girişte görevli nereli olduğumuzu sordu. Türk olduğumuz söyleyince Mete’den ücret almadı. (adam başı 15000 LL) 
Baalbek tarihi bir kent. Çok önemli dini bir merkez. Ne çektiyse zaten bundan çekmiş. İlk yerleşim 5000 yıl önce olmuş. İlk tapınak ise burada güneş tanrısı Baal için 3000 sene önce inşa edilmiş. İskender’in fethinden sonra şehrin telaffuzu değişmiş sadece. (Heliopolis) Ardından Roma gelmiş. Sezar zamanında deniz ile başa bela açma potansiyeline sahip Palmyra ‘ya karşı bir koloni kurulmuş ve Sezar ‘ın kız kardeşi Julia ‘nın ismi verilmiş. Elbette ki bu coğrafyadaki her zorlama şey gibi bu isim de tutmamış. Pagan Roma döneminde devasa tapınaklar yapılmaya başlanmış. Öyle büyük binalar ki bu boydaki yapılar Roma’da dahi inşa edilmemiş. Yüz bini aşkın işçi Baalbek’te diktikleri Jüpiter, Bacchus gibi tanrılara adanan tapınaklarla Romanın gücünü sergilemiş.

Ama Constantinus gelip Roma’nın resmi dinini Hristiyanlık olarak değiştirince işin rengi de değişmeye başlamış. Yeni din eski düşünceye ait tapınakların inşaatını durdurmuş. Ama bir dönem tekrar paganizme dönülünce tekrar başlanmış. Sonra tekrar durdurulmuş Roma’daki konjonktüre bağlı olarak. Ardından bazilika olarak inşaata devam edilmiş.
Fakat daha büyük bir tapınağın acilen bitirilmesi gerektiği ve bunun içinde gerekli malzemeden burada bol bol bulunması Baalbek için sonun başlangıcı olmuş. 522 ‘de Justinianus ‘un yaptırdığı Aya Sofya için çok sayıda sütun getirilmiş buradan.

Araplar buraya geldiklerinde tapınağı kale olarak kullanmaya başlamışlar. Memlukler ise kaleye bir de kule eklemiş. Timur ‘un orduları burada dekoratif bir düzenleme yapmışlar geldiklerinde.

Osmanlı Dönemi’nde Baalbek pek bir itibar görmeyip zamanla unutulmaya başlanmış. İki İngiliz arkeolog tarafından tekrar keşfedildikten elli yıl sonra dönemin padişahı ile beraber Alman İmparatoru 2. Wilhelm buraya uğramış. (O günün anısına içeride bir plaket mevcut)

Bilet alıp giriş yaptığınız merdivenler Propylaea kısmı oluyor. Merdivenleri bitirdiğiniz zaman sağda temiz tuvaletler var. Zamanında burada mozaikler varmış. Caracalla zamanından kalma.

Buradan altıgen avluya geçiş yapılıyor. Ardından ise devasa, “Büyük Avlu” gelmekte. Tam ortada gene merdivenlerle çıkılan sunak kısmı var. Buraya çıktığınızda tapınağı seyredebilir, dışarıda kalan dağlara kadar uzanan çorak yerleri de izleyebilirsiniz. Her ne kadar günümüze pek çok şey depremler, parça ihtiyacı için ödünç almalar gibi sebeplerden dolayı devrilmiş, yıkılmış, parçalanmış yada yok olmuş olsa da kalanlar bile insana yeterli bir fikir verebiliyor şaşaalı günler hakkında az biraz hayal gücünün de yardımıyla. İleride ki Jupiter Tapınağı kısmı ile bu kısım tamamlanmış oluyor. Burada duran altı sütun epeyce meşhur. Aslında on dört sütun varmış ama Justinianus ‘un mimar takımı bunların Aya Sofya’da daha güzel duracağını düşünüp bizim şehre taşıtmış.

Yan taraftaki Memluk Kulesi kapalıydı. O nedenle iki turisti gezdiren heyecanlı sesli, ihtiyar rehberin peşine takıldık. Elinde sopa, gayet heyecanlı bir şekilde anlatıyordu. Bu kısmın en önemli yapısı Bacchus Tapınağı. Aslında Baalbek ‘in en etkileyici kısmı burası. Tapınağın iç kısmı hoş ama önemli olan dış portikoları. Her bir sütun arasına çeşitli tanrıların, Marcus Antonius ve Kleopatra ‘nın üç boyutlu olarak işlenmiş ve nasıl becerilmiş bilemiyorum ama tapınağın tavanına yerleştirilmiş.
Aslında sadece bu kısmı hatta sadece bu insan işlemeleri için bile girilebilecek bir kısım burası. Ama adam edilmesi gereken çok yeri var. Çıkışın solundaki koridora girip küçük müzeyi dolanıyoruz. Aslında pek bir şey yok ama aydınlatılması oldukça başarılı. Güzel fotoğraf çekilebilecek mistik bir ambiyans var.

Çıkıyoruz. Burada biletler çıkışta kontrol ediliyor. Sonra geleceğiz söylediğimiz satıcıları güçlükle ekarte edip hediyelik eşya satan yerde kahve içmek için soluklanıyoruz.

Şimdiki hedef dünyanın en büyük taşı denilen Hacar al- Hubla‘yı (hamile kadının taşı) bulmak. Tapınakların olduğu bölgeden epeyce uzakta.  Gelirken yakınlarında durduğumuz Şii Camiinin de aşağısında kalmakta. Bir şekilde bitirilmiş ama nedense taşınmamış devasa kaya bir blok bu. Yaklaşık 1200 ton. Nasıl taşıyorlarmış akıl işi değil. Biz vardığımızda tepesinde iki çocuk vardı. Biz gelince başka bir yere gittiler sonrasında biz işimizi bitirince ucuna Lübnan bayrağı asılmış taşa tekrar tırmandılar. Zarif bir hareketti yaptıkları.

Dönüş için şansımıza direkt Beyrut ‘a giden bir minibüse denk geliyoruz. (21000 LL üç kişi) Beyrut’a doğru korkunç bir trafik var. Öğle yemeği yemediğimiz için bizimkiler isyanlarda. Bense yanımdaki genç ile Ortadoğu, politika gibi konularda konuşuyorum. Benimde farkına vardığım detayların teyidi oluyor çoğu şey. Günbatımına doğru Beyrut’u tepeden gören noktaya ancak ulaşıyoruz. Gün batımı harikulade görünüyor.


Yol boyunca konuştuğum çocuk Hamra’ya en rahat gidebileceğimiz yerde bizi indiriyor ve kendisi de iniyor. İlk tercihimiz minibüs ama bir türlü gelmiyor. Çocuktan bir servis ayarlamasını rica ediyorum. Hemen bize bir tane yakalıyor. (6000 LL üç kişi)

Direkt İstambuli ‘ye gidip Beyrut’taki son harika yemeğimizi yiyoruz. Künefeci uzakta olduğu için cadde üzerindeki tatlıcıda alıyoruz soluğu.

Otelden eşyalarımızı alıp hiç beraber olmadığımız tur arkadaşlarımızın arasına karışıp  havalimanına ulaşıyoruz. Burada da neşeli bürokrasi karşımıza çıkıyor. Çıkışta da tıpkı girişteki gibi bir form dolduruluyor. Kimsenin bakıp edeceğini sanmasam da en azından o sırada yapılması istenen ve gereken bir işlem bu.

Sorunsuz bir uçuşla şehrimize dönüyoruz. Ama Lübnan şaşırtıcı derecede sıcak insanları ve muhteşem yemekleri ile tekrar misafir olmaktan zevk alacağım ülkeler arasındaki yerini alıyor.

 

 

Bu makaleyi paylaş
Facebook Twitter Pinterest Whatsapp Whatsapp LinkedIn Telegram Threads Email Copy Link Print
Paylaş
Tepkin Nedir?
Love0
Sad0
Happy0
Angry0
Surprise0
Wink0
Değerlendirme Bırak Değerlendirme Bırak

Değerlendirme Bırak Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen bir oy belirleyin!

Hemen Ara

Kategoriler

  • Afrika
  • Arkeoloji
  • Asya
  • Avrupa
  • Duyurular
  • Geziler
  • Kitap
  • Müzik
  • Sinema & Film
  • Spor
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Türkiye
  • Yaşam

Popüler Aramalar

17. yüzyıl osmanlı 1793 Kurt ve Bekçi bahreyn balkan before the rain bisiklet bisiklet turu giro giro d'italia ispanya bisiklet turu kaneo kitap kuveyt Köprülerin Arasındaki Şehir 1974 mohaç osmanlı Niklas Natt Och Dag osmanli askerî tarih osmanli avrupa osmanli avrupa fethi osmanli avrupa seferleri osmanli balkanlarda osmanli macaristan osmanli sefer günlükleri osmanli sefer organizasyonu osmanli tarih osmanli viyana planı osmanlı askerî harekâtı osmanlı balkanlar osmanlı coğrafya osmanlı lojistik osmanlı macaristan seferi osmanlı rota haritası osmanlı tuna seferi osmanlı viyana yolu polisiye sadrazam kara mustafa solina silahlı tarih viyana kapıları 1683 viyana kuşatması rotası viyana seferi güzergahı viyana yürüyüşü 1683 vuelta vuelta 2025 yağmurdan önce
- Reklam -
Ad imageAd image

Takipte Kalın

FacebookLike
InstagramFollow
YoutubeSubscribe
TiktokFollow

Takvim

Aralık 2025
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031  
« Ağu    

Bunları da Beğenebilirsin

Asya

Bahreyn – Kuveyt Turu Gün – 3 Kuveyt’i geziyoruz

Bora Arasan 13 dakikalık okuma
Avenues Mall'ın içi, Kuveyt
Asya

Bahreyn – Kuveyt Turu Gün – 2 Bahreyn’den Kuveyt’e

Bora Arasan 6 dakikalık okuma
Bahreyn Ulusal Müzesi
Asya

Bahreyn – Kuveyt Turu Gün – 1 Deniz, kum, güneş diyarı Bahreyn

Bora Arasan 14 dakikalık okuma

2025 Yılının ilk İstanbul Keşif Gezisi (6 Nisan 2025 Pazar)

Bora Arasan 1 dakikalık okuma

GezipKesfedelim.com, seyahat severler için birinci sınıf bir rehberdir. Platformumuzda dünya genelinde popüler ve gizli kalmış destinasyonlar hakkında kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz. Yerel halkın önerileri ve deneyimleriyle seyahatlerinizi daha özel hale getirebilirsiniz. Blog yazıları ve seyahat hikayeleri, yeni yerler keşfetmek için size ilham verecek. 

Kategoriler

  • Afrika
  • Asya
  • Avrupa
  • Duyurular
  • Genel
  • Güney Amerika
  • Kuzey Amerika
  • Okyanusya
  • Türkiye

Bilgilendirme

  • Hakkımızda
  • Danışmanlık
  • Sponsorluk
  • İletişim

Takipte Kalın

Yeni maceralar ve keşifler için bizi izlemeye devam edin!
  • Telefon: +90 542 744 70 04
  • E-Posta: bilgi@gezipkesfedelim.com
Gezip KeşfedelimGezip Keşfedelim
Bizi Takip Edin
Tüm Hakları Saklıdır. 2024 © M. Bora Arasan. | GezipKesfedelim.com
  • Sponsorluk
  • İletişim
Tekrar Hoşgeldiniz!

Giriş Yapın

Kayıt Ol Şifreni mi unuttun?