Tam da covid geçirmeyenler için icat edilmiş “covirgin” kelimesini kullanmaya çalışırken i lost my covirginity. Yani covid oluverdim. hem de üç doz Biontech olmuş birisi olarak…
Nasıl kaptım? Covid olduğumu nasıl anladım?
Ne zamandır çember daralıyor diyordum. Etrafımda daha çok hasta insan haberi duymaktaydım. Buna karşın sanki her şey bitiyormuşcasına daha çok ağzı, burnu açık insana denk geliyordum.
Evden çalışmaya geçmiş olsak da Çarşamba günü önemli bir toplantı için şirkete geçmek durumunda kalmıştım. Toplu taşıma ile ev – iş arası yolculuğumu yaptığım için virüse daha da açık olduğumun bilincindeydim ama halen ne piyango ne loto, hiç birinden yüzümü güldürecek bir sonuç elde edemediğimden bu riski almak durumundaydım.
Ertesi sabah bir enkaz halinde uyandım. Pazartesi Teraflu ve vitaminlere devam etmiştim. Tek bir damla bile terlememiştim. Bir, iki kere çok kısa süren şiddetli üşüme ataklarıyla karşılaşmıştım. Ama koku ve tat konusunda bir problemim olmadığı için covid ile ilişkilendirmemiştim.
İki saat kadar sonra iki sms geldi. Hemen ardından Ankara’dan arandım. İlaç isteyip istemediğimi sordular. “İstemeli miydim?” Bunu sordum. Hafif geçirenler için ilaca gerek yokmuş; halbuki geçtiğimiz yıllarda millete onlarca ağır ilaç verip duruyorlardı. Gerekirse aferin yada teraflu, ağrı durumunda ise parol. Ne ciddiyet. Hep parasetamol içerikli ilaçlar bunlar. Hiç alerjik bir durumum var mı diye sorulmadı bile. Eğer G6PD eksikliği gibi bir durumum olsaydı covid’den kaçarken ne durumlara düşebilirdim Allah bilir. Bir kod numarası göndermişti. Onu söylediğimde ise gerek kalmadığını, ilaç gönderilmeyeceği için gerek kalmadığını söyledi.”Rapor istiyor muyum?” sorusunun karşılığı olarak “evet” cevabını verdiğim için bir haftalık bir rapor hazırlanacağını belirtti. E-nabız sitesinden alabiliyormuşum. Beş gün sonra test yapabileceğimi söyledi. Negatif olursam erkenden de işbaşı yapabilirmişim. Zaten rapor Pazartesi başlıyordu cumartesi ya da Pazar mı iş başı yapmam bekleniyordu bilemedim. Sanırım SGK kayıtlarımda rahiplik yada papazlık gibi bir şey yazmakta benim için. İyileşince bir dilekçeyle düzelttireyim.
Pazar öğleden sonra bir üşüme hissettim. Başta evin soğukluğuna yordum. Ardından kaşlarım ve arasındaki bölge yarılırcasına bir şekilde sızlamaya başlayınca grip olduğumu düşünmüştüm. Gerçi boğazımda da bir ağrı vardı ama onu da dilimin kenarındaki yaranın bir yansıması olarak görmekteydim. Hemen her tipik yurdum insanı gibi Teraflu alıp dinlenme moduna geçiverdim. Terler, sabaha dek atlatırdım.
Ertesi sabah bitkin bir şekilde şirkete geçtim. PCR testi yaptırdım. Zaten hemen hemen her Pazartesi şirkette PCR testi yapılmaktaydı.
Ertesi sabah bir enkaz halinde uyandım. Pazartesi Teraflu ve vitaminlere devam etmiştim. Tek bir damla bile terlememiştim. Bir, iki kere çok kısa süren şiddetli üşüme ataklarıyla karşılaşmıştım. Ama koku ve tat konusunda bir problemim olmadığı için covid ile ilişkilendirmemiştim.
Süreç nasıl işliyor? Covid olduğunuz tespit edildikten sonrası…
Bilmediğim bir numara beni aradı. Şirketin IK ‘sı olduğunu öğrenince şüphelenmedim değil. Beklediğim ama istemediğim cevabı duydum, covid pozitiftim.
İki saat kadar sonra iki sms geldi. Hemen ardından Ankara’dan arandım. İlaç isteyip istemediğimi sordular. “İstemeli miydim?” Bunu sordum. Hafif geçirenler için ilaca gerek yokmuş; halbuki geçtiğimiz yıllarda millete onlarca ağır ilaç verip duruyorlardı. Gerekirse aferin yada teraflu, ağrı durumunda ise parol. Ne ciddiyet. Hep parasetamol içerikli ilaçlar bunlar. Hiç alerjik bir durumum var mı diye sorulmadı bile. Eğer G6PD eksikliği gibi bir durumum olsaydı covid’den kaçarken ne durumlara düşebilirdim Allah bilir. Bir kod numarası göndermişti. Onu söylediğimde ise gerek kalmadığını, ilaç gönderilmeyeceği için gerek kalmadığını söyledi.”Rapor istiyor muyum?” sorusunun karşılığı olarak “evet” cevabını verdiğim için bir haftalık bir rapor hazırlanacağını belirtti. E-nabız sitesinden alabiliyormuşum. Beş gün sonra test yapabileceğimi söyledi. Negatif olursam erkenden de işbaşı yapabilirmişim. Zaten rapor Pazartesi başlıyordu cumartesi ya da Pazar mı iş başı yapmam bekleniyordu bilemedim. Sanırım SGK kayıtlarımda rahiplik yada papazlık gibi bir şey yazmakta benim için. İyileşince bir dilekçeyle düzelttireyim.
Evdeki eşim olsun oğlum olsun her ikisi de benim gibi üç doz Biontech olduğu için onlar için prosedürün nasıl işlediğini, ne zaman test yaptırmaları gerektiğini sordum. Artık gerek yokmuş. Geçen sene ne kadar da sıkıydı her şey.
Şimdi ne durumdayım? Covid ile aram nasıl?
Sabahları ağzım o kadar kuru uyanıyorum ki sanki vücudumda hiç su kalmamış gibi geliyor bana. Buna karşın bol bol su içiyorum ama battaniyenin altına kapanmama rağmen tek damla ter çıkmıyor; buna karşın yaşlı bir dede gibi tuvalete taşınıyorum sıklıkla.
Arada alnımda bir sızı oluyor. Ama üşüme kalmadı. Halsizlik de yok. Zorlanmadan Bostancı’dan Kadıköy’e dek koşabileceğime inanıyorum. Sadece gırtlağımda bir tahriş var. Bazan yutkunmamı engelliyor gibi. Ama burnumdan soluk almamda da bir problem yaşamıyorum. Tıplı tat ve koku kaybı yaşamamam gibi. Omicron varyantında doğal bir durummuş.
Ne kullanıyorum? Ne yapıyorum?
Sağ olsunlar Türk toplumu doğru yada yanlış bildiği her şeyi özellikle de felaket anlarında paylaşmayı sever. Bu nedenle eğitilse dünyanın en gelişmiş toplumu olabilecek bu halk cahil bırakılır ve hangi görüşten olursa olsun o görüşün yobazı, faşisti olarak yaşar. Ama yardımseverlikleri konusunda rakipleri yoktur.
Pek çok insandan ilaç, takviye, vitamin önerisi geldi.
Düzenli olarak günce üç kez parasetamol içeren bir ilaç alıyorum. Şu an benim için Teraflu.
Ağrı kesici kullanmıyorum.
Boğaz ağrım için sabahları ve akşamları birer pastil emiyorum.
Günde iki tane multivitamin kullanıyorum, bir tane de Solgar’ın D vitamininden.
Yiyecek içecek işlerinde rutini pek bozmadım. Sadece ilaçları kefir ve meyve suyuyla alıyorum. Bu kadar ilaçtan sonra, zaten IBS olan bağırsaklarım için kefir iyi bir destek oldu.
Başka özel bir şey kullanmıyorum.
Evdekiler ne durumda?
Oğlum kendini odasına kapattı. Eşim evi idame ve idare etmeye devam ediyor. Ben ise ağzımda maske – ki her gün değiştiriyorum- ile yaşamıma devam ediyorum. Raporluyum ama iş yüküm daha da artmış gibi. Çözemedim.
Ne zaman geçecek?
Bilmiyorum ama tahmin ettiğim kadar kötü değilim.