Balkanların en bakir ve ilginç ülkelerinden Arnavutluk’u gezeceğiz. Sarp dağları aşan dolambaçlı yolları, el değmemiş sahilleri, özgün kültürle harmanlanmış Osmanlı havası ile gezginleri kendine çeken, keşfetme hazzını sonuna kadar yaşatan bir ülkedir Arnavutluk.
Gün 1 – Başkent Tiran’ın gezilmesi
Uçağımızın Tiran’a varmasıyla macera dolu gezimize başlamış olacağız. Kendilerini “gezgin” olarak nitelendiren pek çok kişi başkentte görecek pek bir şey olmadığını söylese de bizim için durum bunun tam tersi; kararı gün sonunda verecek sizlersiniz.
İskender Bey Meydanı merkezli gezimizde şehrin diğer kısımlarına da gireceğiz. Günümüzde bir müzeye dönüştürülen Bunkart-2 ‘de gezi rotalarımızdaki duraklardan.
Muhteşem manzaralı Bunkart ve buraya ulaşmak için bineceğimiz teleferik ise enerji ve isteğinize bağlı. Şehri ancak gezdik, yedik, içtik, alışveriş yapmaya anca zaman bulduk diyorsanız söz sizin.
Geceleme Tiran’da
Gün 2 – İşkodra
Tiran’dan ayrılıyoruz. Balkanlardaki son Osmanlı kalesi Rozafa Kalesi’ni görmek ve hazin hikayesini dinlemek için çıkacağımız yolculuğumuzda önce Prezes Kalesi’ne uğrayacağız. Ardından Arnavutların ulusal kahramanı İskender Bey’in mezarının Olduğu Lesh kentinde bir mola vereceğiz.
Yolumuz günün en önemli hedef noktası olan Rozafa Kalesi’ni gezmek için kesilecek. Muhteşem bir manzara, acıklı ve kanlı bir tarih… Ardından Üsküdar’ın adaşı İşkodra şehrini gezecek lezzetlerini tadacağız.
Konaklama İşkodra’da
Gün 3 – Arnavutluk Alpleri, Theth
İşkodra’dan yola çıkıp Arnavutluk Alpleri de denilen dağlık Theth bölgesindeyiz. Arnavutluk’u büyük istilalardan ve dolayısıyla Arnavutluk Kültürü’nün de izole ve özgün kalmasını sağlayan bu dağlar kimine göre ülkenin gelişimine de engel olmuş. Değişik yürüyüş parkurları otantik Arnavut köylerinden de geçmekte. Bize yürümek ve keşfetmek kalıyor.
Konaklama İşkodra’da
Gün 4 – Güneye gidiş, Durres
Sabah İşkodra’daki otelimizden ayrılıp tarihte Draç olarak geçen ve İstanbul’dan Roma’ya uzanan tarihi yolun limanı olan Durres’te olacağız. Şehrin antik geçmişini hissedebilmek için sokaklarında kalıntıların izlerini sürecek Balkanların bu alt- orta gelir düzeyine hitap eden sayfiye kentini gözlemleyeceğiz.
Tarihe ve hava durumuna göre Durres’in kumsallarında deniz keyfi yapacağız.
Konaklama Durres’te.
Not: Tarih ve hava durumu müsait olmazsa deniz keyfi yerine Arnavut Tarihi’nin en önemli direniş noktalarından Alacahisara uğranacak.
Gün 5 – Arnavutluk’un en güneyine varış (250 km)
Durres’ten ayrıldıktan sonra tarihimizde adını çokça duyduğumuz Avlonya yada güncel adıyla Vlöre şehrine varacağız.
Buradan, uzunca bir yolculuğu takiben Arnavutluk’un en gözde deniz tatil beldesi olan Ksamil kentine uzanacağız. Buraya gelmeden yol üzerinde bir başka sayfiye kenti Sarande’yi gezeceğiz. Ksamil’e varınca hemen yakınlarındaki önemli Roma kenti Butrint’i gezeceğiz.
Konaklama Ksamil’de
Gün 6 – Arnavutluk’ta deniz ve güneş keyfi
Yollarda geçen onca günün yorgunluğunu – hava durumu ve tarihler el verdiği ölçüde elbette – Ksamil Sahilleri’nde atacağız. Tüm gün deniz keyfi…
Konaklama Ksamil’de
Gün 7 – İç bölgelerin otantik kentleri, Berat ve Gjirokaster (250km)
Bugün ülkenin en virajlı yollarında macera peşindeyiz. Ama çekilen zahmete kesinlikle değecek. İlk olarak bizim Ergiri dediğimiz Gjirokaster şehrine gidiyoruz. Şehri gezip öğle yemeğini yedikten sonra Balkanlardaki en özgün Osmanlı yerleşimlerinden biri olan Berat’a doğru yola koyulacağız.
Hristiyan ve Müslüman mahalleleriyle beraber kalesini de gezeceğimiz şehrin Safranbolu ile arasındaki farkı bulabilmek epeyce güç.
Konaklama Berat’ta
Gün 8 – Elbasan ve yurda dönüş (110 km)
Bugün Berat’tan Arnavutluk’un en fazla kahverengi levhalı şehri olan Elbasan’a gideceğiz. Oradan – uçuşumuz akşam olursa- direkt olarak havalimanına giderek yurda döneceğiz. Eğer uçuş akşam tercih edilmediyse son bir kez daha tozunu almak için başkente gideceğiz
Konaklama – eğer uçuş olmazsa – Tiran’da
Gün 9 – Alternatif yurda dönüş
Bugün otelden çıkış işlemlerini yaparak havalimanına geçecek ve yurda döneceğiz.