Ne zamandır iyi bir film seyretmemiştim; dahası gerçek bir olaydan esinlenilerek yapılan bir film olması.
Thirteen Lives 2022 yapımı bir Amerikan filmi. IMDB Linki
Tayland’da bir grup öğrenciden oluşan bir futbol takımının başlarında antrenörleri olduğu halde Kuzey Tayland’da bir mağarada yağmur nedeniyle mahsur kalmaları, gerçekten içinde insanlık olan kişilerce kurtarılmaya çalışılmaları ve bu sırada yaşanılanlar güzelce anlatılmış. Ben bu olaydan haberdar değildim. Sağ olsun basınımızın pek ilgisini çekmemiş. Ama konuyu ekşi sözlük detaylı bir şekilde takip edebilmiş.
tayland’da mağarada mahsur kalan çocuklar – ekşi sözlük
Filmin kadrosu da gayet iyi. Colin Farrell her zamanki gibi içten oyunculuğunu konuşturmuş. Bu adam normal yaşantısında da pek farklı değil sanıyorum. Ama Viggo Mortensen gerçekten sağlam yaşlanmış. Zaman acımasız. Ron Howard konuyu güzel işlemiş ve gereksiz duygusallığa kaçmadığı gibi hamasete de bulaşmamış.
Gelelim filme, daha doğrusu olaya. Öncelikle mağaranın yandan kesiti bu şekilde.
On iki çocuk başlarında yirmili yaşlardaki koçları ile beraber mağaraya girerler. Mağara yağmur nedeniyle su altında kalmaya başlayınca da güvenli olacaklarını düşündükleri yerlere sığınmışlar. Saatlerce yada günlerce değil haftalarca kalmışlar bu durumda. Ama işin güzel yanı, insanlar umutsuzca da olsa arama kurtarma çalışmalarına devam etmişler. İngiltere’den gelen iki gönüllü mağara dalıcısı karanlıkta, sadece lambalarının ışığında daha önceden hiç girmedikleri bir mağarada, ikinci dalışlarında çocukları buluyorlar. Çocukların canlı olmasının nedeni antrenörlerinin yerel bir tapınakta meditasyon eğitimi alması ve bunu çocuklara da uygulatması olmuş.
Bu süreç içerisinde çocuklara oksijen taşıyan bir deniz komandosu mağarada havasızlıktan ölmüş. Bir başkası ise çocuklar kurtarıldıktan günler sonra mağarada aldığı bir yaradan kaptığı enfeksiyon nedeniyle ölüvermiş. Ama bunca insanın çabası, Tayland gibi Kuzey Kore’den pek de farklı olmayan bir yönetime sahip bir ülkede çocukların hepsini zorlukla da olsa çıkarmayı başarmış.
Çocukların bulunduğu an ki görüntüler bu linkte
Thailand cave rescue: Soccer players, coach found alive
Mağaradaki kurtarma çalışmaları sırasında çekilen görüntüler
Headcam footage shows difficult conditions facing divers in Thai cave
Kahramanların isimlerini saymayacağım. Araştırılmaya değer. Çabalayan her kes benim gözümde kahramandır. İnsanların organize bir şekilde ortak bir amaca yönlendirildiği başarılı olduklarının bir örneği daha. Uzmanlık gerektiren işlerde yetişmiş elemanın önemi bir defa daha görülüyor.
Her neyse, sonu belli ama detaya girmeyeceğim. Seyredin, ibret alın, örnek alın ve yaşadığınız için mutlu olun.
Ama üç eleştiri kaynağı var.
1- Elon Mask. Bu tip çocukların çıkarılması için bir denizaltı tasarlayacağını bildirmiş. Amerika’da kıçını yayıp otururken uydurduğu teoriler olay yerindeki insanlar tarafından reddedilince bu insanları pedofillikle suçlamış.
2- İngiltere Kraliçesi. Ne alakası var diyebilirsiniz ama İngiltere’den evini barkını bırakıp buraya koşan ve mağaraya komandolar giremezken dalıp çocukları bulan Rick Stanton ve John Volanthen’e insanlık adına “sir” unvanı verilebilirdi. Elton John’a bile verilen bu unvan bu yiğit insanlar çok mu görüldü, bilmiyorum.
Veee 3 – Türk Basını… Habercilik anlayışı bu kadar zayıf, dünyadan bu kadar bihaber ve içerik olarak bu denli boş kaç tane basın camiası olabilir ki…
Film benden çok yüksek bir not aldı. İnsanlığa inancımı pekiştirdi. “İnsan yaşadığı her yeri güzelleştirir” düşünceme “insan her şeyi düzeltme kudretine sahiptir” düşüncesini de eklettirdi. Batılıların insani konularda bizden kat be kat ileri olduklarını da gözlemledim.