Mutlaka okunması gerektiğine inandığım bir kitap ile karşınızdayım. Son zamanlarda bütçem nedeniyle çok daha az sayıda kitap alsam da şansıma çok kaliteli kitaplar denk gelmekte.

Kitap bir tarih kitabı, ayrıca ekonomi kitabı da. Ve tabii bir işletmecilik yani günümüz züppe ağzıyla “business administration” kitabı da. Bunlar doğru oranlar ve anlatımla başarılı bir şekilde harmanlanmış ve sonuçta başarılı bir eser çıkmış.
Kitap klişe bir başlangıçla, Avrupalıların ekonomik açıdan nasıl başat bir güç olduğunu anlatmakla başlıyor. Konu klişe ama anlatım benzersiz. Nasıl mı?
Öncelikle Avrupalıları denizler üzerinden bilinmezliğe sürükleyen şartların ekonomik altyapısı tarihi etkileşimlerle verilmiş. Portekizlilerin askeri ve dini mantıkla doğuya gidişleri ve buralarda uyguladıkları işgalci yaklaşımlar karşılığında bulundukları yerlerde tutunmak için yaptıkları askeri masraflar nedeniyle ticari yaklaşımların verimsizleşmesi; buna mukabil Hollandalıların hemen hemen aynı coğrafyada şirketleşme mantığı ile çok daha başarılı olması anlatılmış. Hollandalılar da zamanla silahlı kuvvetleri kullanmaya yani gelirlerini bu kaleme aktarmaya başlamış ve gelirleri azalmış.
Dönemin fakir adası İngiltere bu örnekleri gözlemleyerek serdengeçti bir hareketle ve şanslarının yardımıyla yöreye yelken açmış. Başlangıçta İngiltere’ye “kader” yardım etmiş ama sonrasını zeka, öngörü ve sebat üçlüsü ile alınan kararların gölgesinde şirketleşme kültürü getirmiş. Ve bu şirket İngiliz Doğu Hindistan Şirketi adıyla günümüzde kullandığımız, duyduğumuz pek çok kavramı ve uygulamayı hayata geçirmiş.
İngilizlerin Hollandalılarla başta olmak üzere olan savaşları, günümüzde adeta bir sevgi pıtırcığı olan Hollandalıların o zamanlardaki vahşetleri, Yahudilerin dokunuşları, kuzen Babürlerin Hindistan’da yaşadıkları ve yaşattıkları… Hindistan, Çin, Amerika derken İngiliz Hükümeti’nin desteği ile kurulan firmanın dünyada bir tekel haline gelmesi.
Bazan bocalaması, bazan işleri batırması ama sonunda hep kazanması. Lağvedilmesi… Her şey ince bir üslupla anlatılmış.
Son kısımda ise, piyasaların yeni aktörleri göz önüne alınarak biz ne yapmalıyız, neleri yapıyoruz kısmına da örneklerle değinilmiş. Pirinç üretimimiz ve pirinç işleyen fabrikalarımızın kapasitesi arasındaki örneklendirme muazzam. Ekonomist olacağım, işletmecilik konusunda ciddi bir düşüncem var diyen her öğrencinin okuması gereken bir kitap.
Kitap için yazılan yorun ise şu şekilde…
Üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu’nu ve emperyal sömürge sistemini afyon, baharat, çay ve tekstil ticaretiyle kuran, dünya ticaretinin yarısından fazlasını, nüfusunun dörtte birini kontrolü altında tutan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ve en güçlü şirketinin hikayesi.
1600-1874 yılları arasında faaliyet gösteren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, günümüzde kar elde etme amacıyla kurulmuş, uluslararası ticaret yaparak gelir, kar ve hisse senedi getirisi elde eden çok uluslu şirketlerin ilki olarak kabul edilir. Geleneksel lonca sisteminden modern şirkete geçişi gerçekleştiren bu şirket; organizasyon yapısı, geliştirdiği hisse sistemi, hukuksal altyapısı ve devlet ile ilişkileri açısından uluslararası şirketlere öncülük yapmıştır.

